18 Ocak 2024

Eş Anlamlı Kelimeler Oyunu








EŞ ANLAMLI KELİMLER ÖĞRENCİ VERSİYONUNU AÇ

2 KİŞİLİK AÇ

3 KİŞİLİK  AÇ


ZIT ANLAMLI KELİMLER ÖĞRENCİ VERSİYONUNU AÇ

2 KİŞİLİK AÇ

3 KİŞİLİK  AÇ


*************************************************


Türkçemizdeki 2000 den fazla eş anlamlı kelimeleri ne kadar bildiğinizi

ölçmek ister misiniz?  O zaman buyurun yeni oyunumuza...

TAM EKRAN AÇ





EŞ ANLMALI KELİMELER LİSTESİ:


abdesthane:  ayakyolu

abes:  anlamsız, saçma, boş

abıhayat:  bengisu, dirim suyu, ölümsüzlük suyu

abide:  anıt

abluka:  kuşatım, kuşatma

abone:  sürdürümcü, sürdürüm

absorbe:  emme soğurma

absürt:  saçma, usdışı

abus:  somurtkan asık (yüz)

acayip:  şaşırtıcı, yadırgatıcı

acele:  tez, ivedi, tezelden, ivedilikle

acemi:  toy, ustalaşmamış, beceriksiz

aceze:  düşkünler

acil:  ivedi

âciz:  güçsüz beceriksiz

acz:  güçsüzlük beceriksizlik

acul:  tez canlı, ivecen

acuze:  kocakarı

adabımuaşeret:  görgü

adalet:  türe

adap:  töre, yol yordam

adaptasyon:  uyarlama

adapte:  uyarlanmış

adaptör:  uyarlaç

adavet:  düşmanlık

adele:  kas

âdet:  görenek, töre alışkı, alışkanlık

adet:  sayı

âdeta:  neredeyse

adi:  aşağılık, bayağı olağan, sıradan

adil:  doğru, haktanır

adres:  bulunak

aerometre:  havaölçer

af:  bağışlama

afaki:  gelişigüzel, amaçsız

afazi:  söz yitimi

aferist:  vurguncu, çıkarcı

afet:  kıran, yıkım

affetmek:  bağışlamak

afiş:  ası

afişe:  açıklamak, açığa vurmak

afiyet:  sağlık, esenlik

afoni:  ses yitimi

aforizma:  özlüsöz

aforoz:  toplumdışılama

agâh:  bilgili, uyanık, öngörülü

agnosi:  tanısızlık

agnostik:  bilinemezci

agorafobi:  alan korkusu

agrafi:  yazma yitimi

aguş:  kucak

ağyar:  yabancılar, eller

ahbap:  arkadaş, tanış, biliş, gönüldeş

ahdetmek:  ant içmek

ahenk:  uyum

aheste:  yavaş, ağır

ahfat:  torunlar, soy

ahir:  son

ahit:  antlaşma, sözleşme, ant,

ahize:  almaç

ahkâm:  yargılar

ahlak:  töre, aktöre, alışkanlık

ahmak:  beyinsiz, bön

ahşap:  ağaç, tahta

ahval:  durum, durumlar

aidat:  ödenti kesenek

aidiyet:  ilişkinlik, değginlik ilgi

aile:  ocak

ait:  ilgili, ilişkin, ilişik

ajan:  gizli görevli

ajanda:  andaç

ajur:  delikli işleme, gözenek

akabinde:  hemen sonra, ardından, ardı sıra

akdetmek:  (sözleşme, antlaşma) yapmak

akıbet:  son

akıl:  us, bellek, öğüt

akim:  kısır, verimsiz, sonuçsuz

akis:  yankı, tepki, yansı

akit:  sözleşme, bağıtﻋﻘﺪ

aklıselim:  sağduyu

akont:  öndelik

akort:  (çalgı için) düzen

akran:  yaşıt

akromatopsi:  renkkörlüğü

akrostiş:  adlama

aks:  dingil

aksam:  bölümler

aksan:  vurgu, söyleyiş

akselerasyon:  ivme

akselerograf:  ivmeyazar

akselerometre:  ivmeölçer

aksesuar:   eklenti, donatımlık

aksi:  ters, geçimsiz

aksiyom:  belit

aksiyon:  eylem

aksiyoner:  paydaş

aksülamel:  tepki

aktif:   etkin, canlı etkili, etken

aktör:  (erkek) oyuncu

aktüel:  güncel

akustik yankıbilim, yankılanım, sesdağılım

akut:  iveğen

akuzatif:  belirtme durumu

akü (akümülatör):  akımtoplar

âlâ:  iyi, çok iyi, üstün

alafranga:  batılıca

alaimisema:  gökkuşağı, ebemkuşağı

alaka:  ilgi, ilişki

alamet:  belirti, iz

alametifarika:  ayırtaç

alaminüt:  çarçabuk, ayaküstü

alarm:  tetikdur

alaturka:  doğuluca

alayiş:  gösteriş

alegori:  yerine

aleksi:  okuma yitimi

alelacele:  ivedilikle, çabucak, çarçabuk

alelade:  sıradan, olağan

alelusul:  üstünkörü, gelişigüzel

âlem:  evren eğlenti el gün

âlemşümul:  evrensel

alenen:  açıkça, açıktan açığa

aleni:  açık, ortada

aleyh:  karşı, karşıt

alfabe:  abece

âli:  yüce, yüksek, ulu

almanak:  yıllık

alpinist:  dağcı

alpinizm:  dağcılık

alternatif:  seçenek

alternatör:  dalgalı akım üreteci

altimetre:  yükseklikölçer

alturist:  özgeci, özgecil, elcil

alturizm:  özgecilik, elcillik

âmâ:  görmez, görme engelli

amatör:  özgen, özenci

ambalaj:  (yapmak) sarmak

ambale (olmak):  şaşkına dönmek, başı şişmek

ambargo:  engelleyim

amblem:  belirtke

ambulans:  cankurtaran

amelî:  uygulamalı, kılgısal

ameliyat:  işlemce

ameliye:  işlem

amenajman:  düzenleyim

amfibi:  yüzergezer

âmil:  etken

âmir:  buyurucu, baş, buyurgan

amiyane:  sıradan, bayağıca

amme:  kamu

amnezi:  bellek yitimi

amoral:  aktöredışı, töredışı

amortisman:  sönüm

amortisör:  yumuşatmalık

ampirizm:  deneycilik

amplifikatör:  yükselteç

amudufıkari:  omurga, belkemiği

anabolizma:  özümleme

anahtar:  açkı, açar

anakronik:  çağaşımsal

anakronizm:  çağaşım

analitik:  çözümleyici çözümsel, çözümlemeli

analiz:  çözümleme

analjezi:  acı yitimi, ağrı yitimi

analjezik:  ağrıkesici

analoji:  benzeşim, benzeme örnekseme

anane:  gelenek

ananevi:  geleneksel

anarşi:  başsızlık kargaşa

anarşik:  kargaşalı, karışık

anarşist:  baştanımaz, kargaşacı

anatomi:  gövde yapısı, gövdebilim

ançüez:  balık ezmesi

anemi:  kansızlık

anestezi:  uyuşturma

anestezik:  uyuşturucu, duyumsuzlaştırıcı, bayıltıcı

angaje:  bağımlı, bağlanmış

angajman:  bağlantı

angarya:  yüklenti

ani:  birden, ansızın, beklenmedik, apansız

animizm:  canlıcılık

anjin:  boğaz yangısı

anket:  soruşturma

anketör:  soruşturman

anomali:  sapıklık, sapaklık

anonim:  adsız

anons:  sesli duyuru

anormal:  olağandışı, dengesiz

anot:  artıuç

ansiklopedi:  bilgilik

antant:  antlaşma

anten:  duyarga

anterit:  incebağırsak yangısı

antet:  başlık

antifriz:  donmaönler

antik:  ilkçağ işi

antikor:  karşınözdek

antipati:  sevimsizlik, soğukluk, karşıtduyu

antitez:  karşısav

antoloji:  seçki

antre:  giriş

antrenman:  çalışım alıştırma

antrenör:  çalıştırıcı

antrparantez:  ayraç içinde, ayrıca, sırası gelmişken

anyon:  eksin

apandisit:  körbağırsak yangısı

apel:  çağrım

aperitif:  açar

apolet:  omuzluk

aposteriori:  sonsal

apraksi:  işlev yitimi

apriori:  önsel

apse:  irinlenme, yangı, irinşiş

arabesk:  arap müziği

aranje (etmek):  düzenlemek, uyarlamak

aranjman:  düzenlemek

araz:  belirti, bulgu

arazi:  toprak, yer

arazöz:  yersular

arbede:  çatışma

ardiye:  yığımlık

areometre:  sıvıölçer

arıza:  aksaklık, bozukluk

arife:  öngün

aristokrasi:  soyluerki

aristokrat:  beysoylu, soylu

aritmetik:  sayıbilim, sayıbilgisi, sayıbilimsel

arkaik:  eskil

arkaizm:  aşnılık, eskillik çağaşım

arkeolog:  kazıbilimci

arkeoloji:  kazıbilim

armatür:  donatı

armoni:  uyum

arşiv:  belgelik

arter:  atardamar, anayol

arterit:  atardamar bozukluğu

artist:  sanatçı, oyuncu

arz:  sunma, anlatma, bildirme

arz:  yer, yeryüzü

arzu:  istek, dilek

arzuhâl:  dilekçe

asabi:  sinirli, öfkeli

asabiyet:  sinirlilik

asalet:  soyluluk

asansör:  inerçıkar

asap:  sinir, sinirler

asarıatika:  eski yapıtlar

asayiş:  güvenlik

asgari:  en az, en aşağı, en düşük, en alt

asıl:  kök, kaynak, gerçeklik, gerçek

asıllı:  kökenli, uyruklu

asılsız:  dayanaksız, uydurma

asır:  yüzyıl

asi:  başkaldıran, dikbaşlı

asil:  soylu

asimetri:  bakışımsızlık

asimetrik:  bakışımsız

asimilasyon:  özümleme benzeşme

asistan:  yardımcı

asker:  süer

asli:  birincil, köklü, baş

aspiratör:  emmeç

asır:  yüzyıl

asri:  çağdaş, çağcıl

astronomi:  gökbilim

astronot:  uzayadamı

asude:  dingin, sessiz

asuman:  gökyüzü

âşık:  tutkun, vurgun, ozan, sevgen

aşikâr:  açık, besbelli, ortada

aşina:  tanış, biliş bilen, anlayan

aşiret:  oymak

aşk:  sevgi, sevi

atak:  atılım, akın, saldırı

atalet:  tembellik, gevşeklik, uyuşukluk

atavizm:  atacılık

ateh:  bunama, bunaklık

ateizm:  tanrıtanımazlık

atfen:  dayanarak, göre

atıf:  yöneltme, çevirme, gönderme

atıl:  işe yaramaz, iş görmez, süreduran

ati:  gelecek

atlet:  yarışımcı

atletizm:  yarışımcılık

atölye:  işlik

avane:  yardakçılar, kafadarlar

avangart:  öncü

avanproje:  öntasarı

avans:  öndelik

avantaj:   çıkar, yarar, üstünlük

avare:  işsiz, aylak

avdet:  dönüş

averaj:  ortalama

avukat:  savunman

ayan:  belli, açık

ayan beyan:  apaçık, açık seçik, besbelli

ayin:  kuttören

aynen:  olduğu gibi, tıpkı

aynı:  tıpkı, tıpkısı, özdeş

ayni:  nesnesel

ayniyet:  tıpkılık, özdeşlik

aysberg:  buzdağı

ayyaş:  içkici

ayyuka çıkmak:  göklere çıkmak, yükselmek yayılmak

aza:  üye

azamet:  ululuk çalım, kurum

azami:  en çok, en üst, en büyük, en yüksek

azap:  ezinç

azar:  paylama

azat:  özgür bırakma

azil:  görevden alma

azimet:  gidiş

badire:  dar geçit, dar boğaz, sıkıntı

bagaj:  yük, denk yük yeri

baget:  çubuk

bahane:  sözde neden, nedensi

bahar:  ilkyaz

bahir:  deniz

bahis:  konu, söz

bahş(etmek):  eriştirmek, vermek

bahşiş:  sevinmelik

baht:  yazgı, yazı

bahtiyar:  mutlu

bahtsız:  karayazılı, karagünlü

bahusus:  özellikle, hele, üstelik

bakaya:  kalıntı

baki:  artan, kalan kalımlı, ölümsüz

bakir:  el değmemiş, işlenmemiş, bozulmamış,

bakiye:  kalan, artan

bakliye:  baklagil

balans:  denge

balast:  kırmataş

baliğ:  erin, varan, bulan

balistik:  atışbilim

bandaj:  sargı kayış

bani:  kuran

bank:  sıra

banliyö:  dolaylık, çevre, yörekent

banyo:  yunak, yıkanma, yıkama

bap:  kapı, bölüm, konu

baraj:  su bendi, büğet, bağlağı, engel

barisfer:  ağıryuvar

bariyer:  engel

bâriz:  açık, belirgin

barometre:  basınçölçer

basiret:  sağgörü

basit:  yalın, yalınç, kolay, sıradan

batıl:  boş, dayanaksız

batıni:  içrek

bayi:  satıcı, satış yeri

bazen:  kimi kez, arada, ara sıra

bazı, kimi birtakım

becayiş (etmek):  karşılıklı yer değiştirmek

bedava:  karşılıksız, emeksiz

bedbaht:  mutsuz

bedbin:  kötümser

beddua:  ilenç, ilenme, kargış

bedel:  karşılık, tutar

beden:  gövde

bedir:  dolunay

behemehâl:  kesinlikle, ne yapıp yapıp, her durumda

beher:  her bir

beis:  sakınca

bej:  sazrengi

bek:  savunucu

beka:  kalım

belahet:  alıklık

belde:  kent

belediye:  yerel yönetim

bende:  kul, köle

beraat:  aklanma

beraber:  birlikte

berabere kalmak:  yenişememek

berbat:  kötü, çok kötü

berdevam:  sürüp giden

berduş:  başıboş

bermutat:  alışılageldiği gibi

bertaraf:  kaldırılmış, giderilmiş

bet:  kötü, çirkin

beter:  daha kötü

betoniyer:  karmaç

beyan:  söyleme, bildirme

beyanat:  demeç

beyanname:  bildirge, bildiri

beyaz:  ak

beyhude:  boşuna, boş yere, yararsızca

beynelmilel:  uluslararası

beyzi:  söbe, yumurtamsı

biblo:  süslük

biblografya:  kaynakça

biçare:  umarsız

bidayet:  başlama, başlangıç

bigâne:  ilgisiz yabancı

bigudi:  sarmaç, kıvırtmaç

bihaber:  salıksız bilgisiz

bihakkın:  adamakıllı, iyice

bilaistisna:  ayrıksız

bilakis:  tersine

bilanço:  dengelem

bilavasıta:  dolaysız, doğrudan

bilcümle:  bütün

bilfarz:  diyelim ki, sözgelişi

bilfiil:  edimli olarak, doğrudan

bilhassa:  özellikle

bililtizam:  bile bile, isteyerek

bilistifade:  yararlanarak

bilmukabele:  karşılıklı olarak ben de

bilumum:  bütün

bina:  yapı

binaen:  -den dolayı, -den ötürü dayanarak

binaenaleyh:  dolayısıyla, bundan dolayı

biperva:  çekinmez, sakınmaz, korkusuz, çekinmeden,

birader:  erkek kardeş:  arkadaş

bisiklet:  çiftteker

bitap:  bitkin, yorgun (argın)

bitaraf:  yansız, yan tutmayan

bittabi:  doğal olarak

biyografi:  özgeçmiş

biyoloji:  yaşambilim

biyonik:  dirimkurgu, dirimkurgusal

biyosfer:  dirimyuvar biosphère

bizar:  bezmiş, bıkmış, tedirgin

bizatihi:  kendisi, kendiliğinden

bizzat:  kendisi, aracısız

blokaj:  bekletim, yığım

blöf:  kandırmaca, kurusıkı

bobin:  sarımlık

boks:  yumrukoyunu

bombardıman:  topa tutma

bombe:  şişkinlik, kabarıklık

bonbon:  şekerleme

bone:  başlık

bonkör:  eliaçık, iyiliksever

bonservis:  iyi iş belgesi, iş başarı belgesi

botanik:  bitkibilim

boykot:  direniş

branş:  dal, kol

bravo:  yaşa!

brifing:  özetleyim, özetlem bilgilendirme

bröve:  uzluk belgesi

brülör:  yakaç, yakmaç

brüt:  kesintisiz

buhar:  buğu

buhran:  bunalım

buhur:  tütsü

bukle:  büklüm, kıvrım

buldozer:  yoldüzler, yoldüzer

bulvar:  genyol

burç:  dönence

burjuva:  kentsoylu, kenter

burs:  öğrenimlik

buse:  öpücük

butlan:  geçersizlik, çürüklük

buut:  boyut, uzunluk

bühtan:  kara çalma

büluğ:  ergenlik

bünye:  yapı

camîa:  topluluk

cebren:  zorla

celse:  oturum

cenk:  savaş

cenup:  güney

cerahat:  irin

cevap:  yanıt

cihaz:  aygıt

cihet:  yön, yan

civarı:  dolayları

cümle:  tümce

çabuk:  ivedi

çare:  çözüm

çehre:  yüz

çember:  yuvarlak

çeşit:  tür

çeyrek:  dörtte bir

dair:  ilişkin

daire:  yuvarlak

data:  veri

defa:  kere, kez

define:  gömü

delil:  kanıt

dert:  ağrı

detay:  ayrıntı

devir:  çağ

devre:  dönem

diğer:  öbür, öteki

dikte:  yazdırım

dinginlik:  durağanlık, süredurum

direkt:  doğrudan

doktrin:  öğreti

doküman:  belge

domestik:  evcil

dominant:  baskın

done:  veri

download:  indirme

düşman:  yağı

ebat:  boyut

ebedî:  sonsuz

ecdat:  ata

ecel:  ölüm

ecnebi:  el, yad

edebiyat:  yazın

egzersiz:  alıştırma

ehemmiyet:  önem

eksper:  bilirkişi

elbise:  giysi

emir:  buyruk

emniyet:  güvenlik

endemik:  salgın

endişe:  kaygı

endoskopi:  içgörüm

enerji:  erke

enflamasyon:  yangı

enformasyon:  bilişim

enteresan:  ilginç

eritrosit:  alyuvar

eser:  yapıt

esir:  tutsak

etraf:  ortalık

evrak:  belge

evvel:  önce

faal:  etkin

faiz:  riba, getiri

fakir:  yoksul

faks:  belgeç, belgegeçer

faktör:  etken

fen:  ilim, bilim

fenomen:  olgu

feyezan:  taşkın

fırkat:  ayrılık

fiil:  eylem

fikir:  görüş

filoloji:  dilbilim

filtre:  süzgeç

fizyoloji:  işlevbilim

fonksiyon:  işlev

fotokopi:  tıpkıbasım

garanti:  güvence

garp:  batı

gayri:  olmayan, başka, dışı

genetik:  kalıtım (bilimi)

gıda:  besin

global:  küresel

gramer:  dil bilgisi

grup:  öbek

güzide:  seçkin

hadise:  olay

hafıza:  bellek

hafif:  yeğni

hafriyat:  kazı

hakikat:  gerçek

hâkim:  yargıç

hâl:  vaziyet, durum

halita:  alaşım, karışım

halüsinasyon:  varsanı

hamile:  gebe

harap:  yıkık

hararet:  ısı, sıcaklık

hareket:  devinim

harf:  ses, imce

hasret:  özlem

hassas:  duyarlı

hasta:  sayrı

haşere:  böcek

hata:  kusur, yanlış

hatıra:  anı

hayat:  ömür, yaşam

haysiyet:  saygınlık

hazım:  sindirim

hediye:  armağan

hegemonya:  boyunduruk

hemen:  çabucak

henüz:  daha

hiddet:  kızgınlık, öfke

hikâye:  öykü

hilaf:  karşıt

his:  duygu

histoloji:  doku bilimi

hoca:  öğretmen, muallim

homojen:  bağdaşık

hukuk:  tüze, tüzük

husus:  konu

huzur:  dirlik

hücre:  göze

hücum:  saldırı

hürmet:  saygı

ırsi:  kalıtsal, kalıtımsal

ısrar:  üsteleme

içtima:  toplantı

içtimai:  toplumsal

iftihar:  övünme

ihtiras:  tutku

ihtiyaç:  gereksinim

ihtiyar:  yaşlı

ihtiyat:  yedek

iktibas:  alıntı

ilave:  ek

ilham:  esin

illüzyon:  yanılsama

imar:  bayındırlık

imkân:  olanak

imla:  yazım

imtihan:  sınav, yazılı

imtiyaz:  ayrıcalık

inhisar:  tekel

insan:  beşer, ademoğlu

internet:  genel ağ

intiba:  izlenim

intihal:  aşırma

iptidai:  ilkel

irtifa:  yükseklik

isim:  ad

istatistik:  sayımlama

istirahat:  dinlenme

istisna:  aykırı

iştigal:  uğraş, uğraşı

iştirak:  ortaklık

izah:  açıklama

izdivaç:  evlilik

izolasyon:  yalıtım

kabiliyet:  yetenek, yeti

kader:  yazgı

kafa:  baş

kâfi:  yeter

kafiye:  uyak

kâinat:  evren

kalite:  nitelik

kalp:  yürek

kampüs:  yerleşke

kanun:  yasa

kânûn-ı evvel:  aralık

kânûn-ı sânî:  ocak

kanunuesasi:  anayasa

kapasite:  sığa, kapsam

karakter:  kişilik

kategori:  ulam

kelime:  sözcük

kırmızı:  al

kısım:  bölüm

kitap:  betik

kompleks:  karmaşık

kompüter:  bilgisayar

komünikasyon:  iletişim

konsantrasyon:  derişim

konsolidasyon:  süreletme

kontrol:  denetim

kramp:  kasınç

kriter:  ölçüt

kronik:  süreğen

kundura:  ayakkabı

kurnaz:  açıkgözlü

kuvvet:  güç, erk

küfür:  sövme

küre:  yuvar

latife:  şaka

lenf:  akkan

lisan:  dil

liste:  dizelge

lokosit:  akyuvar

lügat:  sözlük

lüzumlu:  gerekli

maaş:  aylık

mabet:  tapınak

maddî:  özdeksel

mafsal:  eklem

mağdur:  kıygın

mağlubiyet:  yenilgi

mahfuz:  saklı

mahluk:  yaratık

mahsul:  ürün

mahsus:  özgü

maksat:  gaye, hedef, amaç, erek

makul:  uygun, elverişli

mâna:  anlam

manevî:  tinsel

mani:  engel

masraf:  gider, harcama

mavi:  gökçe

mecaz:  istiare, eğretileme

mecbur:  zorunlu

meçhul:  bilinmeyen

medeni:  uygar

medeniyet:  uygarlık

medya:  basın-yayın

mefhum:  kavram

mehtap:  ay ışığı

mekanizma:  düzenek

mekruh:  iğrenç

meleke:  alışkanlık

melez:  kırma

memleket:  ülke

merasim:  tören

meridyen:  boylam

mersiye:  ağıt

mesafe:  uzaklık

mesaj:  ileti

mesela:  örneğin

mesele:  sorun

mesuliyet:  sorumluluk

mesut:  mutlu

meşhur:  ünlü

meşrubat:  içecek

metamorfoz:  başkalaşım

metot:  yöntem

mevki:  mekân, yer, konum

meydan:  saha, alan

meyil:  eğim, eğilim

mezar:  gömüt

mıntıka:  bölge

mısra:  dize

miras:  kalıt

misafir:  konuk

misal:  örnek

miskin:  uyuşuk, mıymıntı

monoton:  tekdüze

moral:  özgüç

muamele:  davranış

muamma:  bilmece

muasır:  çağdaş, güncel

muavin:  yardımcı

mucize:  tansık

mugaddi:  besleyici

mugalata:  yanıltmaca

muganni:  şarkıcı

mugayeret:  aykırılık

mugayir:  aykırı

muğber:  küskün, gücenmiş, dargın

muğlak:  çapraşık

muhabere:  iletişim, iletişme

muhaceret:  göç

muhacim:  saldıran, saldırıcı

muhacir:  göçmen

muhaddep:  dış bükey

muhafaza:  koruma

muhafazakar:  tutucu

muhafız:  koruyucu

muhakeme:  yargılama, uslamlama

muhakkak:  kesinlikle

muhakkik:  soruşturmacı

muhal:  olanaksız

muhalefet:  karşıtlık

muhammen:  oranlanan, ön görülen

muhammes:  beşgen

muhammin:  ön gören

muharebe:  harp, savaş

muharip:  savaşçı

muharrer:  yazılı, yazılmış

muharrik:  kışkırtıcı, ayartıcı

muharriş:  tırmalayan, irkilten

muhasamat:  çarpışma

muhasara:  kuşatma

muhasebe:  saymanlık

muhasebeci:  sayman

muhasır:  kuşatan

muhassala:  bileşke

muhassas:  ayrılmış

muhat:  kuşatılmış

muhavvil:  dönüştüren

muhavvile:  dönüştürücü

muhtemel:  olası

muhteviyat:  içindekiler

mukaddes:  kutsal

mukavele:  sözleşme

muntazam:  düzgün, düzenli

murabba:  dördül

murafaa:  duruşma

mutasyon:  değişinim

mutedil:  ılımlı

muvaffakiyet:  başarı

mübalağa:  abartma

mücadele:  çaba, uğraş

mücerrit:  soyut

müdafaa:  koruma

müdahale:  karışma

müddet:  süre

müdrike:  anlık

müebbet:  yaşam boyu, sonsuz

müeccel:  ertelenmiş

müeddep:  uslu

müellefat:  (yazılı) yapıt

müellif:  muharrir, yazar

müemmen:  sağlanmış

müennes:  dişil

müessese:  kurum

müessif:  üzücü

müessir:  dokunaklı

müessis:  kurucu

müeyyide:  yaptırım

müfekkire:  düşünce gücü

müferrih:  iç açıcı

müflis:  batkın

müfret:  tekil

mühim:  önemli

mümin:  inanan, inançlı

münasebet:  ilişki

müracaat:  başvuru

mürekkep:  birleşmiş, birleşik

mürettip:  dizgici

müsabaka:  karşılaşma

müsamaha:  hoşgörü

müsavi:  eşit

müstehcen:  uygunsuz

müstehzi:  alaycı

müsvedde:  taslak

müşabehet:  benzerlik

müşabih mümasil, benzer

müşahhas somut

müşkül güç, güçlük, çetin

müşkülpesent:  zor beğenen, titiz

müşrik:  çoktanrıcı

müştak:  türev

müştehi:  istekli

müşteki:  yakınan, sızlanan

müştemilat:  eklenti

müşterek:  ortak

müştereken:  ortaklaşa

müşteri:  alıcı, alımcı

müta:  geçici kazanç

mütalâa:  okuma, düşünce irdeleme

mütareke:  ateşkes, (silah) bırakışma

müteaddit:  çok, birçok

müteaffin:  kokuşuk, pis kokulu

müteahhit:  üstenci, yüklenici

müteahhitlik:  üstencilik, yüklenicilik

müteakiben:  arkadan

müteakip:  sonra, ardından

mütealiye:  deneyüstücülük

müteallik:  ilişkin, ilgili

müteammim:  yaygınlaşmış, genelleşmiş

mütearife:  belit

mütebaki:  kalan

mütebasbıs:  yaltakçı

mütebeddil:  değişen, kararsız

mütebessim:  gülümseyen, güleç

mütecanis:  bağdaşık

mütecasir:  yeltenen

mütecaviz:  saldırgan

mütedeyyin:  dindar

müteessir:  üzüntülü

mütefekkir:  düşünür

müteferrik:  dağınık

mütehammil:  dayanıklı

müteharrik:  devingen, oynar

mütehassıs:  uzman

müteşebbis:  girişimci

mütevazi:  alçakgönüllü

müteveffa:  ölü, ölmüş

müttefik:  bağlaşık

müzayede:  açık arttırma

müzmin:  süreğen

nadir:  ender, seyrek

nafile:  boşuna

nağme:  ezgi

nasihat:  öğüt

nâzır:  bakan

nefes:  soluk

nesiç:  doku

nesil:  kuşak

netice:  sonuç

nezif:  kanama

nısıf:  yarım

nihayet:  sonunda

nikâh:  düğünﻧ

nispet:  oran

normal:  olağan

numara:  sayı

nutuk:  söylev

objektif:  nesnel

organizasyon:  düzenleme

orijinal:  özgün

otoban:  otoyol

otorite:  yetke

pabuç:  ayakkabı

paradoks:  çelişki

parazit:  asalak

pasif:  edilgen

performans:  başarım

plaj:  kumsal

plato:  yayla

popüler:  favori, gözde

prensip:  ilke

prezantasyon:  sunum

primer:  birincil

printer:  yazıcı

problem:  sorun

prodüktör:  yapımcı

program:  izlence

proje:  tasarı

prosedür:  işlem, işleyiş

proses:  süreç

provokasyon:  kışkırtma

radyoaktif:  ışınetkin

rağmen:  karşın

randıman:  verim

rapor:  yazanak

reis:  başkan

rejisör:  yönetmen

resesif:  çekinik

restoran:  aşevi

rey:  oy

rezistans:  direnç

ruh:  tin

rutubet:  yaşlık, ıslaklık

rüya:  düş

rüzgâr:  yel

sade:  yalın

sahil:  kıyı

sahip:  iye

sahte:  düzmece

samimi:  içten

sarhoş:  esrik

satıh:  yüzey

sebep:  neden

sefaret:  büyükelçilik

sekreter:  yazman

sekunder:  ikincil

selamet:  esenlik

sema:  gök

sembol:  simge

semptom:  belirti

sendrom:  belirgi

sene:  yıl

sentez:  bireşim

ser:  baş

serbest:  erkin

serseri:  başıboş

seviye:  düzey

seyyare:  araba

sıhhat:  sağlık

sihir:  büyü

simülasyon:  öğrence

sistem:  dizge

siyah:  kara

sohbet:  söyleşi

solüsyon:  çözelti

sonbahar:  güz

spesifik:  özgül

spesiyal:  özel

standart:  ölçün

statik:  duruk

statü:  durum

sual:  soru

subjektif:  öznel

sulh:  barış

suni:  yapay

sükût:  sessizlik

sürat:  hız

şahit:  tanık

şair:  ozan

şark:  doğu

şart:  koşul

şatafat:  gösteriş

şehir:  kent

şimal:  kuzey

şuur:  bilinç

şüpheli:  sanık

tabaka:  katman

tabiat:  doğa

tabii:  doğal

tabir:  ifade, deyiş

tahlil:  inceleme

tahmin:  kestirim

takip:  izlem

talebe:  öğrenci

talep:  istek

tamir:  tadilat, onarım

taraf:  yan

taraftar:  yandaş

tarih:  günay

tasallut:  sarkıntılık

tasavvur:  canlandırma, tasarı

tasdik:  onay

tashih:  düzeltme

tasvir:  betimleme

tavsiye:  salık

tayyare:  uçak

taze:  yeni

teadül:  denklik

teamül:  yapılageliş tepkime, davranış

tebdil:  değişiklik

tebessüm:  gülümseme

tebrik:  kutlama

tecelli:  belirme

tecessüm:  görünme

tecrübe:  deneyim

teçhizat:  donanım

tedavi:  sağaltım

tedbir:  önlem

teessür:  üzüntü

teferruat:  ayrıntı

tefsir:  yorum

tekamül:  evrim, gelişim, gelişme, olgunlaşma

tekaüt:  emeklilik

tekeffül:  yükümlenme

teklif:  öneri

tekrar:  yine

telaş:  tasa, kaygı

tembel:  haylaz

tembih:  uyarı

tenasüp:  uyum

teori:  kuram

tercih etmek:  yeğlemek

tercüme:  çeviri

tereddüt:  duraksama

tertip:  düzen

teselli:  avunma

tesir:  etki

teşhis:  tanı

teşrîn-i evvel:  ekim

teşrîn-i sânî:  kasım

teşvik:  özendirme, kışkırtma

trotuar:  kaldırım

tümör:  ur

ultrason:  yansılanım

unvan:  san

usul:  yöntem

üslup:  biçem

vaat:  söz

vaka:  olay

vakur:  ağırbaşlı

vasıf:  nitelik

vasıta:  araç

vâsi:  engin

vatan:  yurt

vatandaş:  yurtdaş

vazgeçmek:  caymak

vazife:  görev

vehim:  kuruntu

versiyon:  sürüm

vilayet:  il

viraj:  dönemeç

viran:  yıkık

yaver:  yardımcı

yeknesak:  tekdüze

yekpare:  bütün

zamir:  adıl

zaviye:  açı

zehir:  ağı

zengin:  varsıl, varlıklı

zor:  çetin





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz en kısa sürede yayınlanacaktır.